
Ülkemiz tarihi boyunca pek çok afete maruz kalmış olup günümüzde de gerek iklim şartları gerek ise jeolojik konum etkisiyle sık sık afetlere maruz kalmaktadır. Bu yüzden öncelikle afet anında ne gibi senaryo ile karşılaşıyoruz ve haberleşmeyi nasıl sağlıyoruz hangi uygulamaları kullanıyoruz bunları konuşalım. Yazım her ne kadar afet anını kapsasa da aslında dijitalleşen dünyada acil durum anındaki haberleşmeyi ayrıca ülkemizde de çok sık yaşanan ve fazlaca kayba sebep olan depreme yöneliktir. Öncelikle en yakın zaman olan İzmir depreminden bir örnek vermek istiyorum. Depremde Aydın‘da evimdeydim maalesef ki depremi çok fazla hissettim ve ardından haberlerde depremin İzmir’de birçok yıkıma sebep olduğunu öğrendik. Her birimizin o anki panikle yaşadığı olayı bizde yaptık ve hemen İzmir’de ki yakınlarımız için telefona sarıldık.
Biliyoruz ki deprem sonrası süreç hepimiz için aynı sevdiklerimize ulaşma konusundaki çabamız onların bir iyiyim mesajı hepimizin beklentisi. Bu beklentiyle vatandaşlarımızın telefonlara fazlaca yüklenmesi ve beraberinde çöken alt yapı sorunu maalesef ki haberleşmeyi kısıtlamakta aynı zamanda varsa enkaz altındaki vatandaşlarımızdan haber almamızı ve onlara yardım göndermemizi engellemektedir. Bu yüzden acil durum anında haberleşme kritik bir öneme sahiptir.
Dünya üzerinde cep telefon kullanımında son yıllarda artış yaşanmıştır. Türkiye ‘de bu durum nüfusun %92 ‘sinin cep telefon kullandığı, nüfusun %73,99 ‘u internet kullanmakta ve geçen 2019 yılına oranla 2,4 milyon artış göstermiştir. İstatistiklerden de görüldüğü gibi cep telefonu kullanımı nüfusa oranla iyi konumda fakat hala internet kullanımı yaşlı nüfusta ve bazı imkan dahilinde olan vatandaşlarımız için yeterli değildir. Günümüzde de internet ve akıllı cihazların kullanımının artması ile mobil uygulamaların hayatımız da ki yeri çok fazladır. Acil durum anında haberleşmek için de birçok kurum ve kuruluşlar uygulamalar geliştirmiştir.
Örneğin; akut güvendeyim uygulaması güvende olduğunuzu konum bilgisi ile SMS olarak bildiren bir uygulamadır. Uygulamada ayarlar bölümünden belirlediğiniz en fazla 10 telefon numarasına uygulamanın ana ekranındaki Güvendeyim butonuna bastığınızda telefonunuzun GPS servisi üzerinden aldığı konumunuzu telefonunuz SMS sistemi üzerinden belirttiğiniz kişilere gönderir. Aynı şehirde yaşamayan en az bir yakınınızın numarasını da uygulamaya eklenebilir. Bu işlem standart SMS tarifeniz üzerinden operatörünüz tarafından ücretlendirilmektedir. GPS servisi üzerinden konumunuzun alınması telefonunuzun marka modeli ile bulunduğunuz ortama göre uzun ya da kısa sürebilir. Güvendeyim uygulaması, uygulamayı yükledikten sonra internete ihtiyaç duymaz. SMS gönderim hakkınız olması yeterlidir (AKUT 2021). Görüyoruz ki uygulamada SMS ücreti için bakiye gerekli olması ve marka modele göre süre dahilinde mesaj gönderilmesi dezavantajlarındandır fakat internet gerekmemesi de bir avantajdır.
Diğer bir uygulama olan Bridgefy ;
Deprem, sel, heyelan gibi durumlarda internet olmadan çalışan haberleşme uygulamasıdır. 100 metre çapında Bluetooth üzerinden mesajlaşmayı sağlayan sistem, enkaz altında mahsur kalma gibi durumlarda hayat kurtarabilen bir uygulama olabilir. Tabi ki bu uygulamada da telefonun marka modelinin benzer olması ve 100 m önemli bir husus gibi duruyor. Bu amaca hizmet için daha birçok uygulama geliştirilmiş fakat örneklerde de belirttiğim kimi internet şartı kiminin aynı uygulamayı kullanıyor olması ve kiminin de operatör tarafından bakiye bulundurması gibi zorunluluklar taşıyan uygulamalardır. Ayrıca bu uygulamaları da vatandaşlarımıza öğretmek gerekmektedir belki de birçok vatandaşımız bu uygulamalardan haberdar bile olmayabilir. Size AFAD’ın yapmış olduğu 3 hanelik acil çağrı bilinirliği anketini göstermek isterim. Bu anketle vatandaşlarımız numaralar konusunda bile eksiklikleri olduğunu görüyoruz.

AFAD’ı tanıma ve takip etme ile afet ve acil durumlara ilişkin farkındalık ve hazırlık durumlarının ölçülmesi için geliştirilen anket formunda da görüldüğü gibi katılımcılardan üç haneli ilk yardım acil çağrı numarasını belirtmeleri istenmiştir. En fazla verilen yanıt yüzde 76 ile “112” olmuştur. Bunu yüzde 8 ile “110”, yüzde 4 ile “155” ve “122” ve binde 4 ile “115” ve”153” yanıtları izlemektedir. Bu numaralar dışındaki başka numaraların söylenme oranı yüzde 2 iken, bu soruya bilmiyorum, hatırlamıyorum, fikrim yok yanıtını verenlerle cevap vermeyenlerin oranı yüzde 5 düzeyindedir ( AFAD istatistikleri 2020 ).
Bu durumda geliştirilmiş bu uygulamaları biliyor olmaları çok düşük bir ihtimal gibi duruyor. Bunun için ne mi yapmalıyız gelin size Japonya’da oluşturulan bir sistemden bahsedeyim. Sistem “171 Afet Acil Durum Mesajı Arama” olan bu servis, afet bölgesindeki bir kişinin telefon numarasını anahtar veri olarak kullanarak güvenlik durumunu ve diğer bilgileri sesli olarak kaydedip, göndermesini sağlıyor. Sistem, mobil hatların yanı sıra, sabit telefon hatları, halka açık telefonlar, fiber hat üzerinden kullanılabiliyor. Telefonu veya akıllı telefonla kontrol etmek için Afet Mesaj Panosu Hizmeti sunuluyor. Bu mesaj panosu hizmeti, bir deprem meydana geldiğinde, etkilenen bölgede bulunanların cep telefonlarıyla durum bilgilerini sesli veya yazılı olarak gönderebilmesine olanak tanıyor.
Karşı taraf da yine aynı şekilde yakınlarından haber alabiliyor. Olası bir deprem veya benzeri afet durumunda cep telefonu şebekelerinin çalışmayabileceği / çökebileceği varsayımıyla geliştirilen sistemle kullanıcılar, hızlı bir şekilde, yakınlarının güvenliğini kontrol edebiliyor. Bu işlem için 171’i arayıp, 1’e basıp mesajınızı bırakıyorsunuz, 2’ye basıp size gelen mesajı dinleyebiliyorsunuz. Kullanıcıların sesli mesajlarında süre sınırı 30 saniye olarak uygulanıyor ki bu limit de herkesin adil bir şekilde haberleşebilmesi için konulmuş. Mesaj sayısı da yine 3 ile 10 arasında (felaketin seviyesi ve iletişim şebekeleri üzerindeki etkisine göre) değişiyor.
Bahsettiğim sistemde akıllı telefon olması zorunlu değil herhangi bir tuşlu ve sabit her cihazla 171 i arayarak internetsiz ve çöken altyapıdan etkilenmeyen bir sistemle iletişime geçip, durumunuzu bildirebilirsiniz. Bu tarz bir sistemin ülkemizde kurulması avantajlı olabilir ya da mevcut sistemler geliştirilmelidir. Değinmek istediğim diğer bir konuda öncelikle deprem anını düşünelim sarsıntılar, panik ve kargaşayla o anda telefonu almak aklımıza gelmeyebilir ya da herhangi bir yıkım gerçekleşirse telefona ulaşamama ve kaybetme gibi olumsuz sorunlar yaşayabiliriz. Yani bu tarz sistemleri geliştirerek akıllı telefonlardan ziyade bileklik tarzı yeni nesil cihazlarla taşınabilir tarzda değil vücudumuza sabit şekilde kullanılması daha yararlı olabilir.
Bu durumdan özetle verilen bulgulara ve kavramsal bilgilere bakılarak acil durum anında yardım isteyen vatandaşlarımızın belli başlı acil numaralar dışında geliştirilmiş mobil uygulamaların farkında olunmadığı görünüyor. Var olan uygulamaların ise bazıları internet gerektiren bazıları hat üzerinden SMS gönderen sistemler olmasından dolayı Japonya örneğinde görüldüğü gibi herkesin iletişim kurabileceği, ücretsiz ve acil durum ve afet anında belirli süre dahilinde kurulacak bu tarz bir sistem geliştirilebilir.
Kısaca günümüz teknolojisi sürekli gelişmektedir. Konumuz afetler sırasında iletişim ve altyapıdaki sorunlar olduğundan, teknolojinin getirdiği avantajları ve yenilikleri bu alanlar için doğru ve yerinde kullanmalıyız. Çünkü bu ölümcül ve büyük kayıplara yol açan olay karşısında hazırlıklı ve en düşük zarar ile kurtulabilmemiz için gerekli ihtiyaçlardan biri etkin iletişimdir. Bunun yanında afetlerden minimum zarar ile kurtulmak için afet öncesi hazırlıklar ne kadar önemliyse afet sırası ve sonrası da bir o kadar önemlidir…
Afet sırasında haberleşmek için kullanılan uygulamalar
Yorum Yaz